31 Ağustos 2009 Pazartesi

Benim param noolcek?



Her şey sıcak bir yaz günü, İstanbul’da restoran sahibi yakın bir dostumun son derece iyi niyetli bir ricasıyla başladı.


“Kiraz vakti” falan denir ya, Bodrum’da da satsuma zamanıydı işte.


Hani o sosyetik barlarda seksenli yıllarda votka portakal ile yola çıkılmış, zaman içinde erik, şeftali, melon, noisette’lere varmış, artık ucunu bucağını kestiremediğimiz o çılgın kokteyllerin olmazsa olmazı, meşhur yeşil Bodrum limonu (İstanbul’da “lime” adı tercih ediliyor, Bodrumlular Bodrum mandalini diyor..biliyorum, heyecana gerek yok) …


Her ne kadar kimliğimizde İstanbul yazsa da malum ek kontenjandan Bodrumluyuz ya artık, dostumun meyhanesinde likör yapılmak üzere 100 kilo satsuma gerektiği telefonu, ne mutlu ki bana açılmış.


Bir görev kadını olarak iş tanımını çok çabuk yapıverdim. Ufak bir araştırma yapılacak, uygun fiyatla satsuma bulunacak, ödemesi dostum tarafından havale ile üreticiye yapılacak, mal karşı ödemeli kargoya verilecek, oradan alınacak ve likör kısmı yani gerisine asla karışılmayacak!!!


Ne kadar kolay gözüküyor değil mi?İşte maalesef ben de sizinle aynı yanılgıdaydım…


Uzun bir araştırmadan sonra Gümüşlük’te, buranın en güvenilir, dürüst ve malı düzgün olduğu söylenen (aslında cv’sini istemeliydim ya, neye yarardı bilmem, hala kendimi suçlama psikolojisinden kurtulamadığımın da aleni beyanıdır bu ayrıca…) üreticiye ilk telefonumu açtım.


Referanslarımı saydıktan ve ufak bir pazarlıktan sonra bir fiyatta uzlaştık.


- Dayıcım, şimdi fiyat tamam, sen bana hesap numaranı ver. Arkadaşım hesabına bakiyeyi geçsin.

Sen paranı aldıktan sonra malı karşı ödemeli olarak kargoya verebilir misin?

- Veririm.. Peki benim param noolcek?

- Dayıcım çok basit, arkadaşım parayı senin hesabına geçsin, sen sonra malı kargoya ver. Sen şimdi ver bakalım hesap numaranı

- Halk Bankası…..no’lu hesap……şu isme….

- Tamam dayıcım şimdi arkadaşım netten hesabına 100 kilo parası geçecek, onu al sonra malı yolla, tamam mı?

-……………………

- Dayı orda mısın?

-…………………….

- Dayııııı?

- İyi de benim param noolcek?


Hey büyük allahım, Bodrum’un yerlisi, olmuş Yeni Türk Lirası delisi! Üstüne üstlük bu en iyisi…


Hayır başka biri olsa girmem bu işlere, dostum da ödeme ve para konularında oldukça hassas, hatta İstanbul’da personel maaşlarını bir gün geciktirmemesiyle, sürekli peşin parayla yaptığı alışverişlerle ve vadeli çalışmamasıyla nam salmış belki de İstanbul’da bunu yapan tek adam.


Öbür telefonum çaldı, dostum benden dayının hesap bilgilerini aldı ve netten parayı aktardı.


“Ödeme tamamdır” dedi ve dükkanın adresini verdi.


- Dayıcım sen yaz şimdi adres şu…telefonları da bu….Paran da bankaya yattı bile….

- Tamam da…….yazdım da……benim param noolcek?

- …………………( Bu sefer uzun sessizlik benden..)

- Bak dayı sen şimdi işi gücü bırak hemen bankaya git, paranı eline al, gerçekten sen paranı bir eline al....! Ondan sonra malı kargoya ver yoksa ben dayı katili olacağım!!!


Her nasılsa bir şekilde telefonu kapatmayı başarabildik. Telefon konuşması yapmadım; sanki üç gün üç gece tır kullandım, üstüne iki gün inşaatta çalıştım bir de üstüne pazar yerinden eve yirmi kasa karpuz taşıdım…içim geçti…uykuya daldım….


Rüyamda bir saraydayım…Prensesim….Yatağımda kırk kat yorgan döşek var…Sırtıma inceden bir sızı saplanıveriyor. Odamın kapısındaki görevliye sesleniyorum…Koşup geliyor….Aaa bir yerden tanıyorum ya nerden….Buldum…Peter Sellers…Açıyor tek tek, kırk katı…En altta yeşil bir şey…..Masalı biliyoruz ama…Bezelye değil bu….Bir bakıyorum Satsuma….


Kan ter içinde telefon sesiyle uyandım…Çok şükür rüyaymış…Telefondaki ses dostumun…


- Canıım nasılsın?

- İyiyim Behzat, ya sen?

- Hayatım sen bu adamı nerden buldun?

- Çok araştırdım şekerim, iyi yerler onunla çalışıyor, hayrola? Mal çürük falan mı geldi ( Malın hemen gelmesine imkan yok ya, uyku sersemi benim ki de soru işte!)

- Mal filan zaten gelmedi de, senin bu dayı bugün öğleden sonra bizim dükkanı aramış, ben zaten yoktum çocuklara da bilgiyi akşam verecektim. “Ben Bodrum’dan arıyorum.. Söyler misiniz benim param noolcek” diye bizim elemana bağırmaya başlamış ve ortalığı birbirine katmış….Bizim çocuklar hala şokta….?

-…………………………

- Canım….Orada mısın?

- …………………..

- Tamam da, benim asabım noolcek?( ben )


Gel zaman, git zaman, ben bu hikayeyi kaç kişiye anlattım gerçekten hatırlamıyorum.

Ama bir gün Sünger Pizza’da yemek yerken yan masadaki kalabalık grupta benim param noolcek sesleri ve gülüşmeleri ise bana, bu hikayenin kulaktan kulağa bir Bodrum Efsanesi olma yolunda ilerlediği kanaatini getirdi.


Not:Biz bırakalım bu idealist işleri.Facebook’tan sonra yılın en popüler ikici sitesi.

www.benimparamnoolcek.com …

Gerçek Türkiye’min, gerçek sitesi…

Dertli alacaklıların, sorunlarını paylaştıkları sıcak bir sanal forum…


2 yorum:

  1. bodrum, gümüşlük, sünger pizza hımm anılarım canlandı...Bende uzun zaman orada yaşadım...Sevgiler

    YanıtlaSil
  2. sana da sevgiler...
    yenilerini ine buralarda yaratman dileğiyle eva:)

    YanıtlaSil