26 Ağustos 2009 Çarşamba

Sıkıldıysa Kendi Bilir:)


Bundan taaaam 30 yıl önce miniminnacık bir bebek, İstanbul’ un bir köşesinde kocaman güzel gözlerini dünyaya açmış. Kıkır kıkır gülüyormuş muhtemelen, neye güldüğünü bilmeden. Yüksek volume ile patlatıyomuş bir kahkaha, belki kulakları çınlıyormuş aile büyüklerinin.
Tam o zamanlar bendeniz Marmara Adası ’ndaki Kerem Motel’de 1 yaşında yüzmeyi çoktan öğrenmiş, su balesine geçmiş kıvamdaymışım.
Bu güzel bebekten maalesef haberim yokmuş...

Zaman gelmiş geçmiş, bu güzel kız serpilmiş, büyümüş...
Sıkı, kırmızı bir Carmen kızı olmuş, sahnenin üstünde, rastıklar gözünde, aryalar söylüyormuş.

İlk bakışmalar, ilk aşklar, heyecanlar, çaresizlikler, yenilgiler, kutlamalar, savaşımlar,korkular, mutluluklar, başarılar kimi zaman başarısızlıklar, kahkahalar, ağlaşmalar....
Yaşama dair herşey varmış onda....

Ben hiçbirinde maalesef yokmuşum...

Zaman geçmiş, kader ağlarını yavaşça örmüş ve yolu Bodrum’a düşmüş....

Sonra ben gelmişim...

“Yolu delilikten geçen herkesle, bir gün bir yerde buluşuruz”muş bu şirin kasabanın sloganı...

Bir gün, bir yerde karşıma çıkmış...
Zaman içinde, fırtınalı ilk kışımın güneşi olmuş...

Belli bir yaştan sonra "ayıdan post, insandan dost olmaz" özdeyişine bir güzel giydiren,
dostlukta yılların değil, geçilen yolların(!) önemini bana öğreten canım dostum...
İyi ki doğdun...

Seni geç bulmuş olmanın verdiği telaşla, bir kusur ettiysem affola...

Turkuaz bahçe kapısından ani hızla bir kamera girer, ve bize döner...
Sen her zamanki koltuğunda kara gözlüklerin, altında muzip gözlerin, sağında kedilerim, solunda köpeğin, dilinde okkalı bir küfür...
Canım benim baaaakkkk; diye söze başlar;
Sabaha kadar güleriz...
Başka ne yapıcaz ki...
Bu da o kameraya kapak olur...
Sıkıldıysa kendi bilir....:)))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder